sıkı

sıkı
стро́гий
* * *
1.
1) те́сный, у́зкий

sıkı işbirliği — те́сное сотру́дничество

yaka sıkı — воротничо́к у́зок

2) туго́й, пло́тно наби́тый

sıkı bir denk — ту́го наби́тый тюк

3) стро́гий, жёсткий, твёрдый

sıkı denetim — стро́гий контро́ль

sıkı kurallar — стро́гие пра́вила

sıkı perhiz — стро́гая дие́та

4) спе́шный, сро́чный; напряжённый

sıkı çalışma — напряжённая рабо́та

5) бы́стрый, стреми́тельный

sıkı yürüyüşle — бы́стрым хо́дом, бы́строй ходьбо́й

6) разг. жа́дный, прижи́мистый
2.
1) затрудни́тельное положе́ние, стеснённые обстоя́тельства

sıkıya gelmek — оказа́ться в затрудни́тельном положе́нии

sıkıda kalmak — находи́ться в затрудни́тельном положе́нии

2) стро́гость

sıkıya alışmamış — не привы́кший к стро́гой дисципли́не

alınan önlemlerin sıkı olması — стро́гость при́нятых мер

3.
1) кре́пко, пло́тно, ту́го
2) стро́го
••
- sıkı basmak
- sıkı durmak
- sıkı tutmak

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Полезное


Смотреть что такое "sıkı" в других словарях:

  • siki — {{/stl 13}}{{stl 8}}rz. nmos, blp, D. sikików, pot. {{/stl 8}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}1. {{/stl 12}}{{stl 7}} mocz :Wynieść nocnik, basen z sikami. {{/stl 7}}{{stl 20}} {{/stl 20}}{{stl 12}}2. {{/stl 12}}{{stl 7}} słaba herbata : {{/stl… …   Langenscheidt Polski wyjaśnień

  • sıkı — sf. 1) Dar Sıkı bir kemer. 2) İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan Sıkı bir denk. 3) Zorlu, güçlü ve etkili En sıkı ve katı bir merkeziyet sistemi, bugün diğer faaliyet merkezlerini bloke edebilir. B. Felek 4) Dikkatli, titiz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siki — pot. Siki świętej (panny) Weroniki «o słabej herbacie»: (...) co to za siki świętej Weroniki, dolej jeszcze esencji, nie żałuj. Roz bezp 1999 …   Słownik frazeologiczny

  • šiki bizdi — šikì bizdì interj., šìki bìzdi žr. šiku bizdu. ◊ šikì bizdì mìltai (mìltų) Rm 1. apie skubotą, prastą darbą: Nieko iš tavo darbo neišeis – šikì bizdì mìltai Slm. 2. apie subruzdimą, susirūpinimą: Ateis kas nors – ir bus šìki bìzdi… …   Dictionary of the Lithuanian Language

  • sıkı sıkı — sf. İyice Daima sıkı sıkı kapalı demir kepenkler işlerini göremez hâle geliyorlardı. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı sıkıya — zf. 1) Çok sıkı olarak, sımsıkı Bekçiyi sıkı sıkıya bağlayarak ötede hendeğin içine bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) İyice Biçimler sonsuz ve ölümsüzdür ama maddeye sıkı sıkıya bağlıdırlar. A. Erhat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı fıkılık — is., ğı Sıkı fıkı olma durumu Devlet ileri gelenleriyle hoş geçinmek alışkanlığında olduğundan sıkı fıkılık politikası güdermiş. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı ağızlı — sf. Gizli kalması gereken şeyleri başkasına söylemeyen, sır tutabilen, ketum Bir şey var ana ama sen babamdan daha sıkı ağızlısın, ölsen söylemezsin. Y. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı fıkı — sf. 1) Birbiriyle çok samimi Bu arada birçok bakan, senatör ve milletvekiliyle de sıkı fıkı dostluk kurmuştu. H. Taner 2) zf. Çok samimi bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıkı tutmak — 1) önem vermek İşini sıkı tut. 2) sürekli olarak denetlemek, kontrol altında bulundurmak 3) bir işte disiplinli olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • siki — blp, D. sikików wulg. «mocz» …   Słownik języka polskiego


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»